Her gün ( David Levithan )



Her gün hakkında söyleyecek çok şey olabilir. Kendine bulduğu isimle A , her gün başka bir bedende uyanan bir gezgindir. Her gün başka bedende uyanıken yaşı da giderek büyür uyandığı bedenlerdeki yaş olarak. Tam bu düzene alışmışken hiç olmayacak bir şekilde bir kızdan derinden etkilenir ve aşkı tadar. Aşkı tadtıktan sonra bu içinde bullunduğu gezginlik durumu ona daha fazla acı vermeye başlar. Zaten yersiz, yurtsuz ve ailesiz olan gezgin, sevgiden de mahrum bırakılmayı kaldıramayacak duruma gelir. Bunun bir çözümü olup olamayacağını düşünürken sevdiği kıza da zarar vermemek için elinden geleni yapar. 

Hikayenin teması bu, ben okurken çok etkilendim. Her gün başka hayatları tanımak, o gezginin yaşadığı dramayı hissetmek, ve bir de fark ettiğim şey bu kitabı okurken, iletişimin sürekliliğinin ne kadar önemli olduğunu göstermesi bize. Telefon kullanabilmek , mail kullanabilmek, hatırlayabilmek, sevdiklerimizle istediğimizde bir araya gelebilmenin önemi, gerçek sevginin anlamı.. Mesafeleri, iletişimsizliği hiçe sayıp üstesinden gelebilmesi. Bunlar o kadar etkileyici ve düşündürücü ki, gerçekten bu doğaüstü bir konuyu yakalayıp gerçekliğe bu kadar bağlaması ve etkileyebilmesi kitabı özel kılıyor bence. Siz de kitabı okurken bunları düşünerek okumalısınız o zaman kitabın verdiği haz daha bir başka olacaktır. Devamını çok merak ediyorum. 2. kitabı da yeni geldi ülkemize ve sanırım o Rhiannon' un gözünden olaylar tekrar anlatılıyor. Bu da güzel bir fikir olmuş, çünkü kitaplardaki tek taraftan bakış açılığını sevmiyorum pek. O yüzden de kitap çıkar çıkmaz onu da aldım ve okuduğum anda yorum sizlerle olacak. 

***

Not Defterimden :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder