PUAN : 5 / 5
Nereden nasıl başlasam.. Öncelikle bu kitabın sanat dolu olduğunu vurgulamalıyım ki zaten kitap tasarımından hatta adından da anlarsınız siz de. İçindeki konusunda psikolojik öğeler ağırlıklı giderken bir çok olguyu yine sanatın dallarına benzeterek anlatması ve içinde tartışması çok hoşuma gitti. Psikolojik konularında ise öncelikle ana karakterimiz Oliver eskiden bir ressamdır ama sonrasında yaşadıkları travmatik gelişmeler yüzünden sanata olan ilgisini kaybeder, eşiyle ve arkadaşı ve onun eşiyle zaman geçirmektedir. Öte yandan kendisi bir hırsızdır. Hırsızlık konusundaki yaptığı açıklamalar, neden yaptığı ve ne hissettirdiği konusundaki düşünceleri beni çok düşündürttü. Açıkcası yazarın psikoloji alanında bir eğitimi var mı çok merak ettim çünkü öyle bir inlatmış ki sanki hani birebir yaşanmış gibi ya da yazar gerçekten bu alanda da çok iyi bir gözlemci. Hırsızlığını da çok ilginç objelere yönelik yapıyor yani mesela genelde fark edilmeyecek şeyler. Boya kutusu, aynısından olan objenin biri gibi.. O duyguyu yaşamaya bayılıyor Oliver ama gün geliyor ki bu hırsızlığı büyük bir sıkıntıya yol açıyor çünkü bu sefer en yakın arkadaşının eşini çalıyor. Nasıl birden geliştiğini kendisi de anlayamıyor. Ama birden arkadaşının eşiyle ilişki yaşamaya başlıyorlar ve tabii ki herkesten gizli bir şekilde. Sonrasındaysa tabii ki bu açığa çıkıyor bir şekilde ve bunun üzerine Oliver çocukluğuna gömülmeye başlıyor eski yaşadığı yere dönerek.
Bu kitap gerçekten kapak tasarımı, adı ve konusunun özgünlüğü bakımından beni çok cezbetti. Tam böyle keyifli okunmalık bir kitap. Okudukça da düşündürten bir kitap olması ayrı bir artı puan zaten. Kesinlikle tavsiye ediyorum.. :) İyi okumalar dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder